6 Ocak 2011 Perşembe

fil

-hayır mor olmamalıydı.
-...
-sadece mor olmaz demiştim, sadece. ve mor. bu olmamalıydı, böyle konuşmamıştık..
-ben..
-lütfen.. lütfen açıklama yapmaya çalışma.
-..
(bakışmak)

mutsuz son

halbuki söylemiştim. salmak sadece yelkenliler için kullanılmaz demiştim ve sen yine de mavinin içinde eridin ve bittin. bittin. ve bit..

ben memnundum. bazen sorumluluk alırım ve bu beni mutlu eder. bazen diyorum, duymuyor musun? işte o zaman dilimlerinden biriydi, tamam demiştim, sormalıydın. yapabilirim dediğim işi elimden almadan sormalıydın. artık keşke deme, sıkıldım. seninkiler belki yeni ama benimkiler hep varlardı.
(perde değişir ve açılmaz)

yapmayacağın şeyleri söylememelisin tıpkı aldığın şeyi aldığın yere koyman gerektiği gibi. o zaman sus dedim dudakların irinli. her balon uçmaz üstelik ve bazıları iplerle bağlanır. ben bilmem kaç gündür gemilerimi de sayamıyorum hayır seni de saymadım. belki..
-söylememeliydin..
(terlikler. tahta sahnenin koyu bordo perde aralarından sızan gün  ışığı değildi işte, terlikler!)

ulaşım bir erkek isminin sonuna getirilmiş bir iyelik ekinden farklıdır benim hayatımda. ahh tatlım, tabi ki aynı hayatı yaşamıyoruz-küçümseyerek bakar-bak ben kitap,lar okuyorum. sense.. sahi senin adın ne? 
(müzik artık paslanmıştır, reji yağ bulamaz, sahne ölür)

bak! baksana insanlar ciddi ciddi şeylerden konuşuyorlar, sen ne yapıyorsun?
-dans ediyorum
-duraklar- aferin o zaman sana. -yüzünde kuyruğunu havaya kaldırmış iguana ifadesiyle gider, beklenmezlik doğurgandır.-
(kaykaycının ayağı takılır, düşer, insanlar güler)

ve biz, tabiki hepsinin en başında konuşmalıydık, o zaman zihnimde oynamazdım ve sis makinaları da bozulmamış olurdu. sis makinaları diye küçümsememelisin küçüğüm onlar bir ülkeyi kalkındırdıkları gibi batıradabilirler tıpkı hitlerin var olduğunu inkar edemeyeceğimiz bıyığı gibi.
(koltuk titrer, sahne beş boyutludur, elektirik akar)
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder